Küçük şeylerle uğraşan büyük ben, kainatta bir zerre bile değilim.
Peki ben kimim? Ne işim var bu dünyada, eğer bu küçük şeylerle uğraşmayacaksam? Neden buradayım?
Kısacık bir aradan sonra esmer kızın hikayesini paylaşmak istedim. Aslında ismi Morenica, ispanyolca bir kelime. Bazı yerlerde esmer kızın ninnisi, siyah kızın ninnisi diye çevrilmiş ama ben esmer kızın hikayesi demeyi tercih ettim. Çünkü, siz de dinlerseniz farkedersiniz belki, hüzünlü bir hikayeyi anlatıyor sanki. Mor Karbasi diye birisi okuyor. Birkaç ay önce keşfetmiştim bu şarkıyı. Hem bloğumla aramı soğutmayayım diye, hem de sizin de en azından bir kez dinlemeniz gerektiğini düşündüğüm için paylaşıyorum. Türkçe sözlerini bulamadım, ingilizcesini bulabildim. Çevireyim dedim çok anlamsız birşey ortaya çıktı, güzelim eseri rezil etmiyeyim diye sadece ...
Blog yazma nedenlerimden birisi de rahatça yazmaktı. Hocam yazımı notlamasındı. Annem burda ne demek istedin diye sormasındı. Ama olsundu. Sırf hocam puan veriyor, Annem soruyor diye yazmamazlık etmiyeyimdi.
Saçma gelebilir ama evet, hayatın anlamı portakaldır.
Hayatın bir portakal olduğunu düşün.
Hayat bir portakaldır. Mesela iş sahibi olmak. Bu iyi bişeydir, istediğimiz işe girince mutlu oluruz, memnun oluruz. Ama pat diye de işe girilmez ki. İş sahibi olmak için önce okuldan mezun olursun, kendini geliştirir, cv hazırlarsın. Kendini işe hazırlarsın yani. Yada evlenmek. Aynı şekilde evlenmek için de bir hazırlık gerek. Mesela önce evleneceğin kişiyi aramakla işe başlarsın. Bulduktan sonra onu evlenmeye ikna etmeye çalışırsın. Bir çaba gösterirsin, emek sarfedersin. İşte bunlar bile C vitamini deposu portakal gibi.
Portakalı eline alırsın yemek için. ...
Kadir Topbaş Beyin Türk kahvesi ikramı ziyadesiyle memnun etti (:
'Bir fincan kahvenin 40 yıl hatrı vardır'
Kahveli, keyifli bir akşam
Diğer fotoğraflar »
Kadıköy - Ezginin Günlüğü
Söz- Müzik: Hüsnü Arkan
Bir akşam masası, iki kişiyiz, sen ben
Gidiyorsun hiçbir şey söylemeden, birden
Kadıköy’de bir yağmurlu bahçeden
Yıllar külleniyor, izi kalıyor aşkın
Yüreğim kurtulsa da yangından, alevden
Yana yana kül olayım, unutup yine sevdalanayım
Geçmem bir daha Kadıköy’den
Sen uzaklarda ülkem, ben gurbette bir göçmen
Zamanı durdurabilsem, ne ben kalsam ne sen gitsen
Yana yana kül olayım, unutup yine sevdalanayım
Geçmem bir daha Kadıköy’den
Ey akşam vapuru, sana mı kalır dünya
Ben o yağmurlu iskeleye inmem, ...
Son birkaç aydır ülke gündeminden bîhaberim. Çünkü ülkemizde çok saçma olarak nitelendirdiğim olaylar gündemimiz oluyor. Bu durumun bana verdiği rahatsızlıktan ötürü takip etmiyorum gündemi. Malum seçim dönemindeyiz, herkes birbirinin adını lekeleme, saçma sapan davranışlarda bulunma eğiliminde. Benim bahsetmek istediğim konu, ülkemizde reklamcılık bilinmiyor, yanlış anlaşılıyor ya da anlaşılmıyor. CHP üzerinden yola çıkacağım. CHP, AKPnin seçim öncesi yaptığı makarna, kömür yardımına en fazla muhalefet olan, karşı çıkan, eleştiren partilerden birisi. Ama aynı zamanda reklam anlayışının yerlerde olduğu bir parti.
Az önce Kütahya'nın en işlek caddesinde yürüyordum. Yanı...